top of page

İki anlaşmazlık

Güncelleme tarihi: 4 Eki



Bakara Suresi, 109. ayet: "Kitap Ehlinden çoğu, kendilerine gerçek (hak) apaçık belli olduktan sonra, nefislerini (kuşatan) kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkara döndürmek arzusunu duydular. Fakat, Allah'ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve (onlara ne sözle, ne de eylemle) ilişmeyin. Hiç şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir."


Eskiden bir saldırı olduğunda edebimizden susardık. Ama insanların çoğunda "edebinden susuyor" zihniyeti vardı. Günümüzde insanların zihniyeti bozuldu. "Kabahatli ki susuyor" diyorlar. İnsanı edebiyle de bırakmıyorlar. Saldırı saldırı üstüne, iftira iftira üstüne, hakaret hakaret üstüne, şantaj şantaj üstüne, itibarsızlaştırma itibarsızlaştırma üstüne geliyor. Hangi biriyle de uğraşacaksın? Her üstümüze geleni dava etmeye kalksak mahkemelerden çıkamayız. Şuursuz insanların yuvalandığı bir ülkede hakkımızı da savunmamız giderek güçleşiyor. Zira şuursuzlar birbirlerini tutuyorlar. Kötülükte hemen kümeleniyorlar. Bu tür yazıları da kendimi ifade etmek ve savunmak adına yazıyorum ki en azından aklı başında, ahlaklı, şuurlu insanlar bunlara bakarak doğruyu ölçüp tartabilsinler. Herkese ayrı ayrı cevap verecek durumum da maalesef yok. Sürekli bir psikolojik aşağı çekme zihniyetiyle karşı karşıya kalıyoruz. Meyve veren ağaç taşlanıyor.


Bunca çalışmayı yapmayabilirdim. Ya yapacaktım ki olası tehlikeleri de göze alacaktım ya da yapmayıp rahatıma bakacaktım. Yapmasaydım onca öğrendiğim ilmin kendimden başkasına faydası olmayacaktı. Ahir Zaman hengamesi içinde insanlar silinip giderken "keşke yapsaydım" diye içim içimi yiyecekti, vicdanım sızlayacaktı. Bir şey için ya cesaret edip olası kötü durumları göğüslersiniz ya da korkup kenara sinersiniz. Kenara sinseniz bile kötülük gelip sizi orada bulacaktır. Öteki türlü müspet insanlarla şansın artacaktır.


Çoğunlukla ne alime, ne ilme, ne bilgiye saygısı olmayan bir millettir bizimkisi. İlber Ortaylı'nın dediği gibi "gelişmekte olan, az gelişmiş, gelişmiş ülkeler var.. bizimkisi ise gelişmeye niyeti bile olmayan insanlarla dolu".. Sözlerim herkese değildir, yanlış anlaşılmasın. Çoğunluğun hali böyle. Bu ülkede insanları memnun edemezsiniz. İlla ki memnun olmayan kitleler çıkar. Hatta sizden daha iyi bildiğini iddia edenler de.. Ama oturup iki satır yazı yazamazlar ve insanlığa değer katamazlar.


Öncelikle birkaç konuya açıklık getirelim.. Bilimsel konularda ve dini ilimlerde gerçekleri araştırmak, insanlığın ve dünyanın bekasına katkıda bulunmak, Allah yolunda hareket etmek gibi temel prensipleri olan bir insanım. Bilim, sadece üniversitelerde yapılmaz. Zaten günümüz dünyasında üniversitelerde bilim filan yapılmıyor. Ülkemizde akademik personelin yıllık makale yazma ortalaması bile 0,2. Yazılan makalelerin de insanlığa hiçbir katkısı yok. Biz İbn-i Sina, Biruni, Cezeri, Uluğ Bey gibi onbinlerce Türk bilim insanının yolunda olanlarız. Biz Hoca Ahmet Yesevi'nin ve Hoca Nasreddin Ahi Evran'ın yolunda olanlarız. Biz Müslüman Türk aydınlarız. Bizim inandığımız ve benimsediğimiz zihniyet iyi anlaşılmalıdır. Takip edecekseniz de bunlara göre etmelisiniz. Bizim inandıklarımıza saldıracaksanız kendi yolunuza gidin.


Bizim inandığımız ve benimsediğimiz zihniyet anlaşılmalıdır:


- Mevleviliği değil Yeseviliği benimsemiş insanlarız

- Kuraniyyun yani her şeyi Kur'an'da bulabileceğini zanneden insanları yalanlıyoruz.

- Hadisleri nakleden kişileri itibarsızlaştırmaya çalışanları reddediyoruz

- Gerçek ve sağlam hadis alimlerini itibarsızlaştırmaya çalışanları yalanlıyoruz

- Son 20 yıldır dünyanın sokulmaya çalışıldığı şeytani anlayışı reddediyoruz

- Türklüğü ve Türk Milleti'ni ortadan kaldırmaya çalışanları sevmiyoruz

- Milli, manevi ve dini değerlerimizi ortadan kaldırmaya çalışanları sevmiyoruz

- Dünyanın düz olduğunu iddia edenleri yalanlıyoruz

- İnsanları Anunnakilerin veya Reptilyanların yarattığını uyduranları yalanlıyoruz

- Maturidi İtikadını benimsiyoruz ancak Melamilerin bugünkü hallerini reddediyoruz

- İnsanların akılsızlığını, basiretsizliğini ve ferasetsizliğini hayretle izliyoruz

- Deizmi, Agnostizmi ve türlü bozuk inanç akımlarını reddediyoruz

- Genetik ilminin gereğinden fazla abartılmış olduğuna inanıyoruz

- Virüs kavramının Küreselci uydurması olduğuna ve virüslerin aslında bütün hücrelerde bulunan veziküller olduğuna inanıyoruz

- Patolojide Germ Teorisi'ne değil Terrain Teorisine inanıyoruz

- Atalarımızın binlerce yıldır savaştığı kafirlerin ve münafıkların 20 yıl içinde imana geldiklerine veya bizim iyiliğimizi düşünmeye başladıklarına inanmıyoruz

- Küreselcilerin kendilerini ilahlaştırdıklarını ve insanların da "Küreselciler her şeyi yapabiliyor" kafası ile onlara destek verdiklerini anlıyoruz

- Kripto Yahudilerin ve Kripto İllüminati uşaklarının dünyanın sonunu getirmeye çalıştıklarına inanıyoruz

- Dünyadaki insanların günümüzde hiç olmadığı kadar akıldan yoksun hale geldiklerine ve gelişigüzel hareket ettiklerine inanıyoruz

- Modern bilimin Küreselciler tarafından son 300 yıldır manipüle edildiğini ve kendi hedeflerine doğru yönlendirildiğini biliyoruz ki modern bilim içinde bolca yalan var

- Türk Milleti'nin bir ferdi olarak öncelikle kendi milletimin iyiliğini düşünmek zorundayım ve ona göre de hareket ediyorum. Kimse bana "sen ırkçısın" diye yaklaşmasın. Zira milletini ve ırkını seven bir insanım. Kafatası ırkçısı değilim ama neticede tabi ki kendi ırkımı seven olarak ta ırkçıyım. Her milletten tanıdıklarım var. Bize saygı gösterene biz de saygı gösteririz. Dünyada en fazla ezilen ve hor görülen ve hatta soykırıma uğratılan Türk Milleti olmuştur.


Bu arada "İllüminati yok" diyenlere bilgi verelim. İllüminati artık alenen yandaş topluyoruz. Websiteleri var ve Farmason locaları aracılığı ile İllüminati'yi ilan ediyorlar. Çeşitli sosyal ağlarda açıktan yayınları bile var. Şeytan'ın yoluna çağırıyorlar insanları. İllüminati ne istiyor?


- Ulus devletleri ortadan kaldır ve dünyayı tek elden yönetmenin yolunu geliştir. İllüminati 4000 tane küresel örgüt kurdu ve artık Tek Dünya Devleti çatısı altında bütün dünyayı birleştirmek kaldı. Birleşecek te kime ve neye hizmet edecek, insanların ve dünyanın akıbeti nasıl olacak, Deccal bu işin neresinde?


- Bütün inançları ortadan kaldır ve insanları tek bir inanç çatısı altında birleştir ama o çatının sahibi Şeytan olsun. İllüminati'nin ilahı Şeytan'dır. CHRISLAM diye tanımladıkları şeyi Tek Dünya Dini olarak imzaladılar.


- Dünya nüfusunu 500 milyonun altına düşür. Bütün insanları kontrol altında alarak gelişigüzel yaşamayı engelle ve Tanrı'nın verdiği temel hakları ve özgürlükleri kısıtlayan sistemler getirmeyi amacın edin.


Kanuni haklarımız saklıdır


Bize maddi ya da manevi saldırılarda bulunan, bizi itibarsızlaştırmaya uğraşan, bize çamur atan, bize hareket eden her kim olursa hukuk çerçevesince cezasını alacaktır. Ağzınızdan çıkan ve yazdığınız şeylere dikkat edin. Yarın avukatlık ve mahkeme masrafları ile birlikte maddi ve manevi tazminat cezası da ödemek zorunda kalabilirsiniz. Bugün bu tür mahkemelerden çıkış ta neredeyse milyon liraya tekabül edebilmektedir. Bizi beğenmiyorsanız kendi yolunuza gidin. Kimse sizi zorla bizim alanlarımızda tutmuyor. Hazırlık yapmak istemiyorsanız da kendi hayatınıza bakın. Bu yaşamda illa ki her şeye atlamanız gerekmiyor.


İki konu var ki bazen insanlar haddini aşan tutumlara girebiliyor. Lütfen aramızdaki bağları zedelemeyiniz. Bazıları "sizi şikayet edeceğim" diyor. "Nibiru'nun geleceğini söyledi ama gelmedi" diye mi yoksa "satışını ve dağıtımını yayınevinin yaptığı" kitabın gelmemesi suçunu bana atmaya çalışmanızdan dolayı mı? İkisinde de kişiye "deli" derler. Azıcık sakince bir düşünün. Nibiru konusu "özel ilgi alanı" olan bir konudur ve isteyen ilgilenir istemeyen ilgilenmez. Hazırlık yapmak adına kamp malzemeleri veya başka şeyler aldıysanız da kendiniz için alıyorsunuz, başkası için değil. Size kimse zorla bir şey aldırtmıyor. Pazara gidip elma aldıktan sonra "bana zorla aldırttı" diyebilir misiniz? Adama "deli" derler. Birazcık akl-ı selim hareket edelim. Bir şeyi anlamıyorsanız ve onunla ilgilenmiyorsanız kendinizi zorlayıp illa ilgilenmeye çalışmayın. Hür iradenizle bir karar aldıysanız da kendi kararınızın arkasında mertçe durun. Aksi halde şu hayatta size kimse güvenmez ve kimse sizinle hiçbir iletişimde bulunmaz.



Bakara Suresi, 213. ayet: İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi. Oysa kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra, birbirlerine karşı olan 'azgınlık ve kıskançlıkları' yüzünden anlaşmazlığa düşenler, o, (kitap) verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, iman edenleri, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe Kendi izniyle eriştirdi. Allah, kimi dilerse onu doğruya yöneltir.



Nibiru Sayhası duyulmayınca..


>>> Nibiru gelmedi diye bana veryansın edenler var. Nibiru'nun gelmemesinden dolayı benim bir suçum yok. Ben Allah değilim. Dini ilimler, Ahir Zaman ilmi, Hutbelerde geçen açıklamalar, Hadisler, büyük din adamlarının açıklamaları ve güncel gözlemler baz alınarak sizin için dünyanın dört tarafından bilgiler topluyorum, analizler yapıyorum, yorumlar yapıyorum. Onca uğraşa ve delile rağmen hala nankörlük ediyorsanız ve bize suç isnat ediyorsanız önce imanınızı ve aklınızı gözden geçirmelisiniz. Her önüne gelen bize atar gider yapar, cahilane sözler eder, bize kötü ithamlarda bulunur, bizim söylemediğimiz tarzda ifadeleri söylemişiz gibi alıp getirir, niyetimizi açıkça ifade ettiğimiz ve kullandığımız kelimelerde oldukça seçici davrandığımız halde bizim sözlerimizi çarpıtarak ve kelimelerin derinliğini de düşünmeden bir sürü hakaret ederseniz tabi ki bizi yıpratırsınız. Siz tek kişisiniz ama sizin gibi çok insan olduğunu unutmayın. Cehalet ve saldırganlık bu zamanın iki önemli karakter unsuru oldu. Size Nibiru'nun geleceği konusunda garanti veren mi oldu? Zira ben öyle bir garanti vermedim. Sadece "o gün tedbirli olun, eğer gürültüyü duyarsanız secdeye kapanın" dedim. Şu sözümü bile nasıl algıladılarsa artık.. Ama bundan böyle takvim konusunda açıktan bir şey paylaşmayacağım. Çünkü bizim milletin çoğuna böyle bilgiler fazla. Kendisini hiç geliştirmemiz insanlara masumane yaptığınız uyarıyı bile başa kakan ve kötüleme bahanesi yapan insanlardan bize hiçbir fayda gelmez. Bu işler için memur değilim. Otursun herkes kendi bilgilerini kendisi çıkartıp öğrensin. İyilik gerçekten bir çoğuna yaramıyor.


Cübbeli Ahmet Hoca, Astronom Carlos Munoz Ferrada da dahil olmak üzere birçok beşeri ve dini alim Tarık yani Nibiru Yıldızı'nın geleceğini söylüyor. Ben de 3 yıldır Nibiru üzerine araştırmalar yapıyorum. Hadislerde, Kur'an'da, Hz.Ali'nin (ra) Hutbelerinde ve sahih din alimlerinin açıklamalarında adı geçen ve açıklanan bir yıldızdan bahsediyoruz. Yani varlığı ile Dünya'ya doğru geldiği konusunda herhangi bir tereddüdümüz yoktur. İnanan inanır, inanmayan da inanmaz. Kimseye bir zorlamamız yoktur.


"Sen Nibiru'nun geleceğini söyleyip bizi korkuttun" diyenlere de ne diyeceğimi bilemiyorum. Hiç kendi yaşamınızı tartmıyorsunuz, gelip bana "korkutuyorsun" diyorsunuz. Allah'tan korkmayana Allah dünyalık korkular verir. Korkuyorsan da benim anlattıklarımı takip etme. Sana zorla "gel beni takip et" diyen mi oldu? Korktun da ne yaptın? Dünyada onca şey oluyor, hiçbirisinden korkmuyorsun da bizim anlattıklarımızı dinleyince mi korktun? Bu da tam bir ikiyüzlülüktür.


Bizim anlattıklarımız inanç işidir. Biz Müneccim değiliz. Hazırlıkçılığın derdi "ne zaman" sorusuna yanıt bulmak değildir. Defalarca söyledim. Büyük afetler ve felaketler karşısında biçare kalmamak için tedbirler almak ve hazırlıklar yapmak bizim asıl amacımızdır. Zaten bütün insanların beşeri olarak bunu yapmaları gerekir. Hele ki afetlerin çok olduğu bir ülkede yaşıyorsanız. Hazırlıkçıların sorusu "nasıl hazırlanayım", "ne yapayım", "nasıl ihtimallere yönelik yapayım" olmalıdır. Özel grubum haricindeki alanlarda bundan sonra takvimleme konulardan bahsetmeyeceğim. Madem birileri daha iyi biliyor ya da duymak istemiyor, otursun kendisi baksın ve tarihleri çıkartsın. Hazırlıksız da yakalanırlarsa kendi sorumsuzlukları ve boşvercilikleri olur. Ben anlatmam gerekenden fazlasını anlattım. Kıymet veren verdi, vermeyen de geldi saldırdı. Akılsız insanların saldırıları ile boğuşmaktan usandım.


Galaktik işlere ben bakmıyorum :) Aşağıdaki üç şeye bakarak "olabilir" ya da "olmayabilir" dersiniz:


- Ay Takvimine Göre Şartların Oluşması

- Alametler ve İşaretlerin Meydana Çıkması

- Hadislerde ve Hutbelerde Geçen Olayların Olması


Biz "şu yılda gelecek" demedik ve demeyiz. Sadece olabilirliğine bakarak tedbirli olmaya davet ederiz. Siz de ister tedbirli olursunuz istemezseniz olmazsınız. O, sizin bileceğiniz iştir. "Nibiru gelmedi" diye bana çatmanız herhalde pek akıllıca olmaz. Ne dersiniz? Allah size biraz daha zaman tanımış, daha ne istiyorsunuz?


"Nibiru'nun gelişiyle birlikte sadece kafirler ve münafıklar ölüp gidecek" demedik. Anlatımlarımın hepsine bakmaz parça parça alarak yorumlarsanız yanılırsınız. "Nibiru geçip gittikten sonra geriye dünyada 3-5 milyon insan kalacak" dedik. Kendisini Müslüman zannedip nefsine ve başkalarına zulmedip duranlar, Münafıklıkta yarışanlar, alimlere zulmedenler (sadece bizim ülkede değil, bütün Müslüman ülkelerde gerçek alimlere zulümler arttı), ahlaken bozulanlar, Deccal'ın uşaklığına soyunanlar helak olup gidecekler. Onlardan geriye çok azı kalacak. Kafirlerden de belli bir zümre kalacak. Kafirlerle Müslümanlar savaşlara tutuşacaklar.


Bundan sonra özel bir grup kuracağım ve önemli gelişmeleri sadece onlarla paylaşacağım. Diğer insanlara da genel bilgiler vereceğim. Sadece istekli ve aktif Hazırlıkçı olanlar özel grubuma gelecekler. Herkesi gruba almayacağım. İnsanlara iyilik yaptıkça bizi maaşlı memuru gibi görmeye başlayanlar oluyor. Bizden bilgi aşırıp kendi alanlarında paylaşanlar oluyor. Terbiye sınırlarını aşıp bize vermedikleri sıkıntı yok. Sürekli ilgi bekleyen, atar gider yapan, hakaret eden, ne dediğini bilmeyen insan sayısı az değil. Herkes ile tek tek uğraşamayız. İnsanların stres etmesinden dolayı hastalıklarım çoğaldı. Gerçekten istekli ve gayretli değilseniz yayınlarıma da bakmayın, paylaştıklarıma itibar etmeyin, çalışmalarımdan edinmeyin.. Bunca gayreti birileri memnun etmek için yapmıyorum. Ne alime, ne bilgiye, ne gayrete, ne ince düşünceye saygısı olmayan bir milletimiz var. Üstüne bir de sürekli kendini haklı gören.. Gerçekten iyi ve saygılı insanlar olmasa hiç çekilmezdi.



Hücurat Suresi, 12. Ayet: Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini ve kusurlarını araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri çokça kabul edendir, engin merhamet sahibidir.



>>> Kitabıma ilgi gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim. Yayınevinin söylediğine göre bir anda çok yoğun sipariş oluşmuş. Adamlar da hepsini bir anda kargoya verme durumunda oldular.


Kitabın satışları; Flora Kitap ve Trendyol.com websiteleri üzerinden yapılmaktadır. Daha evvel atalaryolu.com website üzerinden doldurduğunuz form "ön bilgilendirme" üzerinedir. Yani kitap çıktığı zaman size haber vermek için.. Websitenin e-posta gönderme kotası düşürüldüğü için maalesef kayıt yapanlara bilgi gönderemedim. Bizim atalaryolu.com websitesi üzerinden doldurduğunuz for "sipariş" demek DEĞİLDİR. Siparişinizi Flora Kitap veya Trendyol.com siteleri üzerinden vermelisiniz. Aksi halde size kitap gelmez. Ücretsiz kitap gönderimi yoktur. Daha evvel de bunları çok anlattım ama insanlar maalesef okumamışlar.


Ömründe hiç kitap almamış ve yaşadığı ülkenin durumunu anlamayan insanlar canları nasıl isterse o şekilde hareket etmeye devam ediyor. Size zorla bir şey yaptırmıyoruz. Zaten onu da nasıl yapabiliriz ki? İnternet üzerinden paylaşımlar yapıyoruz ve insanlar kendi terazilerine koyarak söylediklerimizi tartıyorlar. Kendi kararlarına binaen de hareket ediyorlar. Herhangi bir şeyden dolayı canları sıkıldı diye birilerinin bizi taşa tutmaları doğru değildir.


Kitabı gelmedi diye bize çatan birkaç kişi oldu. Ben kitabı yazarak Haziran ayında Flora Kitap'a yani yayınevine teslim ettim. Kitabın basımı, yayımı ve satışı Flora Kitap sorumluluğundadır; benim hiçbir fonksiyonum yoktur. Kitabı peyder peyder belirlli adetlerde basarak onları kargoya veriyorlar. Petrol fiyatları uçtuğu ve eskisi kadar iş yapamadıkları için kargo şirketleri de aktarma merkezlerinde biriktirip toplu halde sevk ediyorlar. Bundan dolayı da kargoları teslimde gecikmeler oluyor. Benim e-ticaret sitelerinden aldığım şeyler bile 7-10 gün arasında gelmeye başladı. Siz bunları göz önünde bulundurmaz da siparişi geçer geçmez birkaç gün içinde elinizde olmasını beklerseniz tabi ki olmaz. Kitabın kargoya verilmesi Flora Kitap ve kargodan size ulaştırılması kargo firması sorumluluğudur. Benimle bir alakaları yoktur. Kitabın satıcısı ben değilim. Kimse gelip bana dert yanmamalıdır. Samimi davranışlarımız suistimal edilmemelidir. Kitabınızın geç geldiğini düşünüyorsanız önce Flora Kitap ile iletişim geçin. Kargoya verilmişse de kargo şirketine başvurun.


"Bize atar yapmayın. Gerekiyorsa yayınevi ile konuşun" diyenler kendi hallerine ve saygısız tutumlarına baksalar daha iyi olur. Binlerce insanın aynı anda sipariş verdiği ve kargoya yayınevinin birkaç gün içinde kitaplarını teslim ettiği bir süreçte "benim kitabım hemen gelsin" demek abesle iştigaldir. Kaldı ki işleyiş sürecini de sürekli anlattım. Yayınevi ilk baskılarda peyder pey basacak çünkü meşhur bir insan değilim. Masraflar da çok fazla. Adamlar büyük yatırım yapıp hemen onbinlerce basmak istemiyorlar. Zamanla kitabevlerine gidecek kitabımız.. Ama ilk baskılardan almak isteyenler için 4 ay öncesinden haber verdik. "Kitabımızı baskıya verdik" dedik. Siz de kendinizi ona göre ayarlayacaktınız. Trendyol'dan taksitle dahi alabilmeniz mümkün. Bu kitap ömrünüzde bir kere alabileceğiniz türden. Onca zahmete girip çabalamış bir insana bir sürü laf etmenin bir anlamı var mı? Kargoda yoğunluk olduğu için bazılarının kitapları geç iletilmiş. Ben ne yapabilirim? Yayınevi ne yapabilir? Yayıneviyle konuşmadığımı ne biliyorsunuz? "Siparişlerin hepsi kargoya teslim edildi" denildi. Kargoya gidip herkesin kargosunu ben mi teslim edeyim? Onca işimin arasında ve hastalıklarımla birlikte bir de sürekli bana yüklenen insanlar olunca insan gerçekten durup düşünüyor. "Değdi mi?" diye.. Sen onca çaba sarf et, 1000 sayfalık kitap oluştur.. İnsanlar iki dakikada bizi harcasın.. Daha da yüklenin. Beni öldürünce belki rahatlarsınız.. Birleri de kınayı hazır etsin. "Bir kıymetli insanı daha harcadık, bu milletin bir kanadını daha kırdık, geleceğimizi güzelce baltaladık, umutlarımızı yok ettik" diyerek sevinsin. Birçokları çoktan kendini Şeytan'a teslim etmiş zaten. Kendisi bu ülke, bu millet, bu din, bu değerler için hiçbir şey yapmaz ama yapana da her türlü eziyeti yapmayı kendine hak görür. Birisi de "seni Allah'a havale ediyorum" demiş. Senin yaptığın onca haksızlığa, hakarete, saygısızlığa karşın Allah beni cezalandıracaksa benim için sorun değil. Ama o Allah benim de Allah'ım. Böylelerini ben söylemeden de Allah biliyor. Hayatımda çok insan gördüm. İyisi çok azdı, kötüsü çok fazlaydı. Kötülerin helak oluşlarını da gördüm. Ağzınızdan çıkana ve yaptıklarınıza dikkat edin. Alim bir insana eziyet edeni Allah zaten sevmez. Sen daha iyi bir alim olursun ve millete fayda getirirsin; belki o zaman söz söyleme hakkın olur.



Enam Suresi 116. Ayet: Eğer yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, onlar seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar yalnız zanlarına göre hareket eder ve sadece asılsız tahminlerle yalan söylerler.



Tekrar açıklama yazısı:


İzahını çok kere yaptım. Bir kere daha yapayım. Yazdıklarım kişiye özel değildir, geneledir. Yanlış anlaşılmasın.


1. Yayınevi "ön sipariş" alıyor ve ona göre basım yaptırıyor. Ben bu kitabı kendim bastırsaydım fiyatı en az 600-700 TL olacaktı ve siyah renkte olacaktı. Kitabın maliyeti 236 TL oldu. Yayınevi hesaplı ve renkli bastı. Basım maliyetleri yüksek olduğu için bir baskıda binlerce basmak artık mümkün değil. O yüzden peyder peyder ve talebe göre basım yapılıyor. Çok meşhur kişilerin kitapları uzun vadeli olarak yatırım görülüyor ve tek baskıda birkaç bin tane basılıyor. Onların kitaplarına da ne etiket fiyatı konulursa o..


2. Petrol fiyatları çok arttığı için kargo fiyatları da arttı. Eskisi kadar çok sevkıyat yapamıyorlar. O yüzden haftada birkaç kere aktarma merkezlerinde biriktirip öyle gönderiyorlar. Kargo firmalarının çoğu artık 7-10 gün arasında getirmeye başladı. Yeni iPhone modelinin çıktığı sırada benim kitabımın çıkması ayrı bir talihsizlik. Bizim millet çılgın gibi iPhone alıyormuş. Kargo şirketleri de ne yapacaklarını şaşırmışlar. Görün; iPhone ile yarışıyoruz işte :)


3. Bizim kitabımıza birden çok yoğun bir ilgi olduğu için telefon ve e-posta trafiği yüzünden yayınevi kilitlendi. Onlar da böyle bir şeyi tahmin etmiyorlardı. Çünkü piyasa insanı değilim. Haliyle insanlara cevap vermeye ve kitabın matbaadan çıkmasına çok uğraş verdiler. Ardından bir sürü insana aynı anda kargolama yaptılar. Bunlar kolay işler değil.


Bu kitabı oluşturmak için çok zaman ve emek harcadım. Aylarca kitabı yazmaya uğraştım. 13 kere üstünden geçtim. İnsanlar 1 hafta sabredemedi. Hemen "kitabım gelmedi" diye veryansın ettiler. Kitabın basımını, satışını ve dağıtımını yapan Flora Kitap'tır. Konunun benimle zaten hiçbir ilgisi yoktur. Onlar kendi planlamalarına göre hareket ediyorlar.


Kitabı dijital olarak satsaydım bandrollü şekilde belki 1000 TL etiket ile satılacaktı ve yine bir sürü insan alacaktı. O zaman bütün para da bana kalacaktı. Ama insanlar daha kolay alabilsin ve yanlarında basılı kitap olsun diyerek vefa gösterdim, kendi kazancımdan kıstım, yayınevine verip bastırdım. Yabancı bir ülkede biraz daha iyi bastırılırsa bu kitabın ederi 1000 doların altında değildir. Bugün 3000 dolara da kitap vardır.


Ben kitabın yazarı olduğum halde bana da dün geldi kitap. Demek ki kimseye ayrımcılık yapılmıyormuş. Şu anda kargoda iki ürün yoğun dolaşıyor: Birincisi benim kitap ikincisi küreselcilerin yeni ölüm tuzağı cep telefonu..



Bakara Suresi, 78. Ayet: Onlardan bir kısmı ümmîdir; kitabı bilmezler. Bütün bildikleri kulaktan dolma şeyler, bir takım kuruntulardır. Onlar sadece yanlış fikirlere kapılmışlardır. (Okumuş cahiller de farklı değildir)



İnsanlardan istediğim birkaç şey var:


1. Yazdığınız şeylere ve kullandığınız kelimelere dikkat edin. Emek veren insanlara haksızlık etmeyin ve başkalarını da gereksiz galeyana getirmeyin.


2. "Adam onca uğraşmış, Allah razı olsun" deyin. Zira biz dualarla ayakta duran insanlarız.


3. Biraz sabırlı olun. Bugünün yarını da var. Yıkıp geçtiğiniz şeye bir bakın. Bunlardan başka size umut veren ve sizin yanınızda olan var mı? Kim umursuyor bu milleti? Artık "Türk'üm" ve "Müslümanım" demek bile zorlaştı.



146 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Dr. Reinner Fuelmich, BM eski üst düzey yetkilisi Calin Georgescu ile görüştü Birleşmiş Milletler, ikinci dünya Savaşı'nın ardından, uluslararası barış ve güvenliği korumak için hükümetler arası bir ö

Dr. Guirguis, 9 Aralık 2022'de Toronto'daki Adam Skelly Fundraiser'dan aydınlatıcı konuşma. Bu etkinliğe katıldığım için çok mutluydum. Dr. Emad Guirguis, Dr. Chris Shoemaker, Dr. Paul Alexander ve be

bottom of page