top of page

Kurban Bayramı geldi, fasıklara gün doğdu

Bir Kurban Bayramı'nı daha bize zehir etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Hayır, siz dinden bir şey anlamıyorsanız veya Ateist iseniz kurban kesmeyin. Ama Müslümanların işine de karışmayın.


Vegan Derneği diye bir yapı kurulmuş. Hayvanları yemeyecekmişiz, balıkları da yemeyecekmişiz.. Balıklar bizim dostumuzmuş. Bitkilerin de canı olduğu, iletişim kurdukları, akıl sahibi oldukları artık anlaşıldı. Bitkileri niye yiyorsunuz? Onları da yemeyin. Bu derneğin logosu da LGBTi renkleri gibi.. "Yaşam için birlikteyiz" diye slogan bulmuşlar bir de..






Tabi ki bu dernek Kurban Kesme ibadetine de karşı. Bir ilahiyatçı bulmuşlar. Kurban kesmenin dini olmadığını iddia ediyor.




"İlahiyatçı İE kan akıtarak, hayvan kurban ederek olan bir ibadetin İslam'ın doğasına aykırı olduğunu ve inananlar için böyle bir dini yükümlülüğün olmadığını belirtiyor."



DOĞRULARI AÇIKLAMAYA BAŞLAYALIM


Bismillâhirrahmânirrahîm


"Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızk olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine O'nun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık. Sizin Tanrınız tek bir Tanrı'dır, O'na teslim olun..." Hac Suresi 34.


"1. Şüphesiz biz sana Kevser’i verdik.

2. O hâlde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes.

3. Doğrusu sana buğzeden, soyu kesik olanın ta kendisidir." (Kevser Suresi)


Kurban kesmenin fıkhî açıdan değerlendirilmesi hususunda fakihler arasında görüş farklılıkları vardır. Dinen aranan şartları taşıyan kimselerin kurban kesmeleri Hanefî mezhebinde ağırlıklı görüşe ve bazı müctehid imamlara göre vâcip, fakihlerin çoğunluğuna göre müekked sünnettir. Samimi bir Müslüman için Farz ne ise Sünnet te odur. Yani değer bakımından aralarında fark yoktur. Zümrüt ve Safir gibi iki kıymetli taş düşünün. İkisinin de değeri aynı ama nitelikleri farklı.


Hanefîler, Kur’an’da Hz. Peygamber’e hitaben “Rabbin için namaz kıl, kurban kes” (el- Kevser 108/2) buyrulmasının ümmeti de kapsadığı ve gereklilik bildirdiği görüşündedir. Ayrıca Hz. Peygamber’in birçok hadisinde hali vakti yerinde olanların kurban kesmesi emredilmiş veya tavsiye edilmiş, hatta “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse bizim mescidimize yaklaşmasın” (İbn Mâce, “Edâhî”, 2; Müsned, II, 321), “Ey insanlar, her sene, her ev halkına kurban kesmek vâciptir” (Tirmizî, “Edâhî”, 18; İbn Mâce, “Edâhî”, 2) gibi ifadelerle bu gereklilik önemle vurgulanmıştır. Öte yandan kurban kesmeyi Hz. Peygamber hiç terketmemiştir. Bu ve benzeri delillerden hareket eden fakihler gerekli şartları taşıyanların kurban bayramında kurban kesmesini vâcip görürler.


Sünnet olduğunu ileri sürenler ise Kur’an’da bu konuda açık bir emrin bulunmayışından, Hz. Peygamber’in devamlı yapmış olmasının kurbanın sünnet olmasıyla da açıklanabileceği noktasından hareket ederler.


Kurban çeşitleri:


Kurban bayramında kesilen kurbandan ayrı olarak yine ibadet niyetiyle kesilen başka kurban çeşitleri de vardır. Buna göre kurban çeşitleri şöylece sıralanabilir:

  1. Kurban bayramında kesilen kurban,

  2. Adak kurbanı,

  3. Akîka kurbanı,

  4. Kıran ve temettü haccı yapanların kestikleri ve hedy adı verilen kurban,

  5. Hacda yasakların ihlâli halinde gereken ceza ve kefâret kurbanı.


KURBAN KESMENİN ŞARTLARI


MÜSLÜMAN OLMAK


Kurban dinimizce emredilmiş bir ibadet olduğundan, bu ibadeti yerine getirmek için Müslüman olmak gerekir. Müslüman olmayan birisinin kendi adına keseceği hayvan, “kurban” yerine geçmez.


Bu durumu bir örnekle açıklayacak olursak: Büyük baş bir hayvanı en fazla yedi kişi kurban edebilir. Buna göre, altı Müslüman, kurban etmek üzere, ortaklaşa büyük baş bir hayvan alsalar ve yedinci ortak da bir gayrimüslim olsa, bu ortakların keseceği hayvan, “kurban” olmaktan çıkar. Bu kişiler kurban görevlerini yerine getirmemiş olurlar. Zira ortakların tamamının Müslüman olması gerekir.


AKILLI OLMAK


Dinin emir ve yasakları, akli dengesi yerinde olan insanlar içindir. Akıl hastası olan kişiler dini sorumluluk taşımadıklarından, diğer ibadetler gibi kurban ibadetiyle de mükellef değillerdir. Dolayısıyla bu kimselerin, kurban kesmesi gerekmez.


ERGİNLİK ÇAĞINA GELMİŞ OLMAK


Erginlik çağına ulaşmamış olan çocukların dini sorumlulukları henüz başlamadığından, onlar da kurban kesmekle mükellef değillerdir. Dolayısıyla, erginlik çağına ulaşmamış zengin çocukların kurban kesmesi vacip değildir. Ancak keserlerse bundan sevap kazanırlar. Kestikleri bu kurbanların, kendileri için kaza ve belalara karşı siper olacağı umulur.


Hanefî mezhebinde Ebu Hanife ve Ebu Yusuf ile Malikî ve Hanbelî mezheplerine göre, kurbanla yükümlü sayılmak için akıl ve bulûğ şart değildir. Gerekli mali güce sahip olan küçük çocuklar ve akıl hastaları adına veli ya da vasileri tarafından kurban kesilir. Hanefi fakihlerinden İmam Muhammed ve Züfer ile Şafiîlere göre ise kurban mükellefiyeti için akıl ve bulûğ şarttır. Hanefî mezhebinde genel kabul gören ve uygulamada ağırlık kazanan görüş İmam Muhammed’in görüşüdür.


ZENGİN OLMAK


Bir kişinin, kurban kesmekle sorumlu olması için, temel ihtiyaçları dışında 80 gr. altın veya bu değerde mal ya da paraya sahip olması gerekir. Buna ilmihal kültüründe, “nisap miktarı mal ya da paraya sahip olmak” denir. Kurban kesmek için, bu miktarın üzerinden bir yılın geçmesi gibi bir şart aranmaz. Dolayısıyla kurban bayramı günlerinde bu miktarda mal veya paraya sahip olan kişi, dinen zengin sayılır ve kurban kesmesi vaciptir.


Kişinin yıllık geliri, yıllık ev ihtiyacını, aylık geliri de aylık ihtiyacını karşılamıyorsa veya gelirleri ihtiyaçlarını ancak karşılıyorsa ve bu kazancıyla para biriktiremiyorsa, bu kimse İmam-ı Muhammed’e göre fakirdir. Kurban kesmesi vacip olmaz.


Kurban bireysel bir ibadet olduğu için, nisap miktarı mala sahip olan herkesin ayrı ayrı kurban kesmesi vacip olur. Ailede sadece bir kişi çalışıyorsa ve nisap miktarı malı varsa, bu durumda, aile içinde yalnız onun kurban kesmesi vacip olur


SEFERİ (YOLCU) OLMAMAK


Kurban bayramı günlerinde yolcu olan yani ikamet ettiği yerden, 15 günden az bir süre için, 90 km ve daha uzak bir yerde bulunan kimsenin kurban kesmesi vacip değildir.


Kaynak: Dr. Recep Özdirek, Kurban İbadeti, Erkam Yayınları




Derinlik: Kurbanda kan akıtmak insan psikolojisi açısından da iyidir. İnsanda kan akmasına dair vahşi bir dürtü vardır. O dürtüyü bastırmak için insanoğlunun kan görmesi ve koklaması şarttır. İnsanın nefsindeki kan akıtma dürtüsü bu vesile ile bastırılır. Bugün aile, sülale ve toplum içinde insanların birbirlerini öldürme istemesinin altında yatan ana etken işte bu dürtünün bastırılmayışıdır. Gördüğünüz gibi; herkesin birbirini boğazladığı bir dünya var. Hacamat yaptırırken de nispeten insan kan görür ve koklar. İnsana hacamat sonrası sükunet gelmesinin hikmeti budur. Tabi ki kurban kesmenin yerine asla geçmez.


Günümüzde Kurban Kesme Alışkanlıkları:


Kurbanı sahibinin kendisinin kesmesi veya yakınında kestirmesi çok daha iyidir. Zira kurbanın vekaletini söz ile kesim esnasında vermek ve almak gerekir. Aynı zamanda kurbanın kanının akışını izlemek ve kan kokusunu duymak ta gerekir. Kurbanın kesim zamanı heyecanı, bayramın diğer zamanlarında geçenlerden çok daha iyidir.


Kurbanı kafirlere ve münafıklara ait kuruluşlardan almak caiz değildir. Aynı zamanda kurbanı kesilmiş halde ve belirli kiloya göre almak ta caiz değildir. Kurbanın sakatatından almadan kurban almak caiz değildir. Kurban parasını başkalarına vererek kestirmek ve/veya bağışlamak caiz değildir. Taksitle kurban almak caiz değildir. Bankalara faizle borçlanarak ibadet yapılmaz. Ucuz diye sakat hayvanı kurban kesmek caiz değildir. Kurban olarak belirlenmiş hayvanlar yerine tavuk / horoz kesmek caiz değildir. İbadetlerde insanın kendi kafasına göre iş yapması caiz değildir.


İbadetleri yaparken:

  1. Kafirleri ve münafıkları dolaylı ya da direkt desteklemeyeceksiniz

  2. İbadetin uygulama şartlarına uygun hareket edeceksiniz

  3. Büyük günahları veya küçük günahları alet edip ibadet yapmayacaksınız

  4. Dininizde samimi olacaksınız ve işin ilmini öğrenerek onu yapacaksınız


Aksi halde ibadetiniz kabul olmadığı gibi yüzünüze de çarpılabilir ve hatta sizin defterinize "büyük günah" olarak ta işlenebilir. "Bilmiyordum" şeklinde mazeretiniz de asla kabul olmaz. Bu devirde neyi bilmeyeceksiniz? Hangi bilgi kaynağına erişemiyorsun?


Din, kişilerin sözde ferdi akıllarına ve sözde vicdanlarına bakılarak değil; Kur'an'a ve Hadislere bakılarak yerine getirilir. Geriye kalan şey fasıklıktır, fitnedir, hurafedir, bidattır. Bu yorumu da bir kişiye ithafen değil, her kim olursa olsun dine karşı olan herkese ithafen yazıyorum.



32 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Dr. Reinner Fuelmich, BM eski üst düzey yetkilisi Calin Georgescu ile görüştü Birleşmiş Milletler, ikinci dünya Savaşı'nın ardından, uluslararası barış ve güvenliği korumak için hükümetler arası bir ö

Dr. Guirguis, 9 Aralık 2022'de Toronto'daki Adam Skelly Fundraiser'dan aydınlatıcı konuşma. Bu etkinliğe katıldığım için çok mutluydum. Dr. Emad Guirguis, Dr. Chris Shoemaker, Dr. Paul Alexander ve be

bottom of page