top of page

Stratejik Analiz

Afetler ve Felaketler, Nibiru / Tarık Yıldızı ve Ahir Zaman Olayları gibi konularda bizim çalışmalarımızın açılımı Stratejik Analiz olmaktadır. Doğal Yolla, Gökyüzü Yoluyla ve İnsan Eliyle Gelebilen Afetlere ve Felaketlere Karşı Güvenlik Araştırmaları ve Analizleri yapıyoruz. Bununla da kalmayıp; Kaotik Zamanlara Hazırlık bağlamında Hareket / Harekat Planları oluşturuyoruz. Yaşadığımız çağın en önemli ve en hayati çalışmalarını biz yapıyoruz. Kurtuluş Rehberi isimli kitabımız bu bağlamda Ahir Zaman'ın en kıymetli kitaplarından birisidir. Yeni çalışmalarımız da bir onun kadar önemlidir ve gereklidir. Tek bir kitap ile her şeyi halledebileceğini düşünenler yanılıyorlar. Nasıl ki bir binanın taşıyıcı kolonlarının hepsi olmak zorundadır ki bina ayakta dursun, bizim çalışmalarımızın her birisi de Ahir Zaman sürecinde ayakta durmanın çok önemli gereksinimlerindendir. Tek bir kitap ile bir insan üniversiteyi bitiremeyeceği gibi Ahir Zaman sürecini de tek bir kitap ile geçirmeyi beklemek biraz fazla iyimserliktir. Dünyada ilk ve benzeri olmayan çalışmalar yapıyoruz. Gerisi sizin kendinize ve sevdiklerinize ne kadar değer verdiğiniz ile ilgilidir. Büyük afetler ve felaketler meydana geldiğinde onların sıkıntısını görmeye katlanabilecek misiniz? Biz sadece uyarıcı ve bilgilendirici insanlarız. Bütün çalışmaları kendiniz de yapabilirsiniz.

Yaptığımız Çalışmaların Türü

Yaptığımız çalışmaların türü "Stratejik Araştırma ve Analiz" olarak sınıflandırılır. Büyük devletler ve büyük ordular Stratejik Araştırmalar ve Analizler ile varlıklarını sürdürürler ve yapılarını güçlendirirler. Tabi ki bu çalışmaların teknikleri bulunmaktadır. 


Milletimizin yabancı hayranlığı ve kendi insanına karşı çekememezliği olduğundan dolayı bizden olan akıllı ve üretken insanlara karşı genel bir tahammülsüzlük vardır. Kendi içimizdeki zeki, çalışkan, üretken insanları ya yurtdışına gönderiyoruz ya da kendi içimizde ezip yok etmeye çalışıyoruz. O yüzden de bizden olmayan ama bizdenmiş gibi görünenlerin eziyetleri ve kirli planları altında inliyoruz veya kandırmacaları ile günü geçiştiriyoruz. Yabancı ülkelere giden insanların da Küreselcilere hizmet ettiklerini ve hatta milletimize zarar verecek türlü projelerde bilerek ya da bilmeyerek rol aldıklarını görmezden geliyoruz. Yolda gördüğünüz her ışığı size fayda getirecek diye umarsanız üstünüze gelen kamyonu anlayamazsınız.

Strateji nedir?

Strateji, yöneticilerin ve liderlerin ülke, ordu, istihbarat merkezi gibi yapıların genel ve özelleştirilmiş hedeflerine ulaşmak için gerçekleştirdiği çalışmalardır. Ülkenin, devletin ve milletin geçmişinden aldığı güçle bugününü ve geleceğini biçimlendirme aklını oluşturur. Öncelikle milletin ve devletin, o ülkenin kuruluş ve milletin varoluş ilkelerine, töresine ve ortak aklına uygun hareket ediyor olması gerekir. Aksi halde gelecek diye bir şey olmaz. Yıkılan her şeyin yerine getirilen şey de geçmişi özlemle aratır. Stratejide kurucu asli millet aslında devletine soruyor "nasıl yol almak istiyorsun, bizi nasıl geleceğe taşıyacaksın, bizim töremizi ve ortak aklımızı nasıl yaşatacaksın, bizi nasıl iç ve dış düşmanlardan koruyacaksın, bizi millet olarak nasıl koruyacaksın?". Devlet te milletine bütün milli, manevi ve dini değerlerini korumak üzere söz vermek durumundadır. Bunu da doğrulukla ve dürüstlükle yapmak zodundadır.

Vizyon, Ülküler / İdealler ve Değerler

Bir strateji geliştirmek için bir devletin ne olduğu, neyi temsil ettiği ve kimlerle işbirliği içinde olduğu konularına bakılır. Tanımlamalar düzgün yapılmadan strateji kurgulanamaz. Stratejistlerin aşağıdakilere bakması gerekir:

1. Vizyon: Yakın gelecekte, orta vadede ve uzak gelecekte ne elde etmek istediği.
2. Misyon / Ülkü: Bir devletin hangi uğraşlarda ve görevlerde olduğu, kendi insanlarını nasıl koruduğu, kimlerle işbirliği içinde olduğu.
3. Değerler: Bir devletin milletine ve ülkesine karşı taahhütlerini ve ahlakını yansıtan temel inançları.

Stratejik Analizin amacı; devletin, milletin, ordunun dış ortamı ve iç ortamı analiz etmesi, olasılıkları değerlendirmek ve en başarılı stratejik hareket alternatiflerini oluşturmak ve değerlendirmektir. 

Stratejik Analizlerin Aşamaları

1. Aşama Komplo Teorileri üretme: Araştırmalara, gözlemlere ve yakın olasılıklara dayanarak olumlu ya da olumsuz teori üretilir. Bu genelde 2 kanatlı bir teoridir. "Pozitif" ve "Negatif". İki değerlendirme grubu da araştırmalarını ve analizlerini yapar. Teorinin iki ana olasılığını belirler. Komplo Teorisi aslında bilimsel bir disiplindir yani atıp tutma değildir. Cahil ve ahmak insanlar Komplo Teorisi tanımlamasında lakayıt ve akılsız tanımlamalar ve yorumlar sergiler. "Teori" zaten bilimsel yaklaşımı ifade eder. Fransızca "Complot" kelimesi ise "var olan bir tehditin ya da olayın faili olan bir örgütü, yapıyı, çeteyi" anlatır. Komplo tek bir kişinin veya sırada toplulukların yapacağı bir iş değildir. Yüksek bütçe gerektirir ve böyle şeylerin fonlamasını da genelde belirli kirli eller yapar.

2. Teorinin zıt kutuplarının araştırılması: Araştırma aşaması genelde oldukça zorlu ve uzun bir süreçtir. Kısa süren araştırma süreçleri için araştırmayı yapan kişinin veya kişilerin uzun yıllar boyunca zaten o konuda uzmanlaşmış veya araştırmalarını derinleştirmiş olması gerekir. 

3. Analiz ve yorumlama: Araştırmalar sonucu elde edilen bulgular doğrultusunda uzman olan kişiler analizler ve yorumlar yapar. Bunlar insanların, devletin, ordunun, ülkenin, milletin değerler bütünü ve ülküleri doğrultusunda şekillenir.

4. Hereket / Harekat Planı yapma: Genelde 3 farklı yöntem ile ve bunların alt planları ile birlikte sürdürülen çalışmadır. Olasılıklara göre değerlendirme yapılır. Son yıllarda "günübirlik veya duruma göre tavır alma" biçiminde de hareket / harekat çalışmaları yapılabilmektedir.

5. Değerlendirme ve alternatif yollar oluşturma: Stratejiler uygulanırken zaman zaman o güne kadar yapılmış olanlar değerlendirilir ve gerekiyorsa alternatif yollar da düşünülür. Stratejinin başarıya ulaşması için destekleyici çalışmalar da yapılabilir.

Stratejik Analiz Yönelimleri

Stratejik Analiz sadece siyaset, askeriye, ticaret, ekonomi gibi alanlarda yapılmaz. Aynı zamanda olası Afetler ve Felaketler gözetilerek te Stratejik Analiz çalışmaları yapılır. Bunlar temelde iki kısma ayrılır:

I. Devletlerin yapması gerekenler: Devletlerin ülke ve millet için yapacağı çalışmalar aslında çok önemlidir. Ancak devletlerin Afetler ve Felaketler söz konusu olduğunda etkinliği % 2'yi geçmemektedir. Kaotik Afetler ve Felaketler söz konusu olduğunda ise devletlerin ve orduları çöküşü söz konusu olabilmektedir. Mısır firavunlarının 2 milyondan fazla askeri bulunuyordu. Ancak devasa afetler ve felaketler sonrasında devlet ve ordu yapılarının çöküşünü görüyoruz. Benzer durum Asur ve Akad medeniyetlerinde de olmuştur. Devasa bir kuraklık ve kıtlık süreciyle birlikte insanların yaşadıkları yerleri terk ettiklerini anlayabiliyoruz. Yani devlet ne kadar tedbir alırsa alsın sizi koruma noktasında kayda değer bir başarı elde edemez. Zira M9+ şeklinde cereyan eden depremlere hiçbir bina dayanamaz. Hele ki belki aylarca sürecek deprem fırtınalarına hiçbir ülke dayanamaz. Bir de volkanların aktifleştiği bir ülkeyi yöneten devletin yapabileceği bir şey kalmaz.

II. İnsanların yapması gerekenler: İnsanlar her türlü beladan ve musibetten kendilerinin devletin koruyacağını düşünseler de söz konusu olan Afetler ve Felaketler olunca gerçeklerle yüzleşildiğinde insanların sadece veryansın ettiğini görürsünüz. Devasa seller, denizlerden karalarsa su basması, megatronik depremler, volkanik patlamalar, kuraklık ve kıtlık gibi çok büyük olaylar karşısında hiçbir devlet bir şey yapamaz. Yörüngesel hareketi olan Nibiru'nun etkileri giderek artacaktır. Dini kaynaklarda "Sayha" yani "Gürültü" olarak bahsedilen olay gerçekleştikten 40-60 gün içerisinde Nibiru'nun meydana çıkacağı ve sonraki 40-60 gün içerisinde ise Dünya ile kavuşacağı ifade ediliyor. Bir de Nibiru'nun Dünya'nın yörüngesinden çıkış süreci var. Yani nereden baksanız ağır etkileri 1-2 yıl sürecektir. Burada açıkladığımıza göre Nibiru'nun etkileri zamana göre sırasıyla şöyle olmuştur ve olacaktır: 

1. Sınıflandırılamayan öncül, 
2.Sınıflandırılabilen ancak ilişkilendirilemeyen öncül,
3. İlişkilendirilen ancak kabullenilemeyen, 
4. Kabullenilmiş ancak geç kalınan,
5. Büyük yıkım.

Ülkemizde yeni ve modern binalar bile büyük afetlere dayanıklı değildir. Bir yangın çıktığında binanın yarısından çoğunun küle döndüğünü gördüğümüz birçoğu oldu. Baktığınızda "otomatik yangın söndürme sistemleri" olan binalardı. Japonya'nın büyük şehirlerindeki ultra lüks binalarda olan özel deprem tertibatları binaların değerini belki de 10 katına çıkartacaktır. Öyle olursa hiç kimse yeni bina satın alamaz. Rüyalarınız cebinizdeki para kadar olmalıdır. Kaldı ki Japonya'nın her yerinde öyle binalar da yoktur. Hele büyük bir sel veya tsunami olduğunda binaların temellerinden sökülmesini videolarda izliyoruz. ABD'deki kasırgalara bakarsanız da milyonlarca dolarlık evlerin adeta birer uçurtma gibi göğe yükseldiklerini görüyorsunuz. Afet ve Felaket Planlarının % 98'i sizin bireysel gayretlerinize düşmektedir. O yüzden bu konuyu başkalarının veya devletin sırtına yüklemeyi bırakmalısınız. Siz afetlerle boğuşurken devlet kurumları ve afet kurtarma ekipleri de o afetlerle boğuşuyor olacaktır. Başkalarına bahane bulmadan önce sizin neye ne kadar hazırlıklı olduğunuza bakın. Dere yatağına ev kuran birisinin sel geldiğinde ne dere yatağına, ne belediyeye ve ne de devlete söz söyleme hakkı yoktur. Orası zaten dereye yani doğaya aittir. Sen gelmişsin orayı zapt etmişsin ve doğayı oradan kovmaya çalışmışsın. Kim ne yapabilir ki?

Üçlü Değerlendirme Kriteri

Afet ve Felaket Stratejik Araştırmaları ve Analizleri yaparken dikkate almanız gereken kriterler bulunmaktadır. 

1. Güvenli Alan Tespiti: Bir yerleşim yeri planlanacağı zaman öncelikle orasının çeşitli afet ve felaket türlerine göre risklerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Dere yatağına semt kurup "Muhteşem Dere Semti" adını koyarsanız sel geldiğinde kaçacak yer bulamazsınız ve evinizi büyük bir su gücü ile sürüklenen çer çöp önüne katar götürür. Hatta sel suları evinizin içinden geçer. Heyelan veya toprak kayması olan yerlere yerleşim alanı kurarsanız ya dağ bir gün tepenize çöker ya da yerleşim yeriniz kayarak çukur bir alanda kumlara karışır. Nibiru gibi bir faktör söz konusu ise de ona ait risk faktörleri değerlendirilmeli ve en uygun yere yerleşim yapılmalıdır. İster köy, ister kırsal çiftlik, ister dağ evi, ister ilçe, ister il olsun; yerleşim kuracağınız yerin Güvenli Alan içerisinde olup olmadığını araştırmanız gerekir. Savaş, nükleer savaş, sıradışı durumlar dolayısıyla da önceden yerleşim alanı olabilecek yerin iyi düşünülüp planlanması şarttır. Dış göçün engellenmesi, madenciliğin kısıtlı tutulması (madenlerden çıkan asitli suların ve buharın çevreye dağılması riski büyük), doğanın önüne engeller konulmaması (baraj gibi), köylerde yaşamın sürdürülebilir hale getirilmesi, ağaçlık ve ormanlık alanların korunması, yabancıların ülkeye yerleşiminin ve ülkeden taşınmaz almasının engellenmesi, şehir planlarının önceden yapılmış olması, en fazla iki katlı bina yapımına izin verilmesi gibi türlü sosyal, ekonomik, ticari, siyasi tedbirlerin alınması da çok önemlidir. Yerleşim yerleri ve ülkenin diğer yerleri kuru toz yığını haline getirilmemelidir. Güvenli Alan Tespiti önemli olduğu gibi Alanın Güvenli Tutulması da önemlidir. Volkanların etki alanları; 200 km yarıçapında bölgeyi içerir. Yerleşim alanlarını kurarken böyle faktörlere de dikkat edilmelidir. Metal madenlerinin çok olduğu yerler ve manyetizması yüksek alanlar yerleşim yeri olmaya uygun değildir çünkü buralara Meteor düşme ihtimali fazladır. Deniz seviyesinde olan şehirlere denizlerden su girmesi ve tsunami yıkımlarının gelmesi olasıdır. Tabi ki bunlar gibi bir çok risk faktörü vardır ve hepsine göre tedbir gözetmek çok zordur. Ancak "olası en iyi yerler" belirlenebilir ve olası büyük afetlerde kaçış rotası ve geçici gidilebilecek yerler belirlenebilir. Bu bağlamda şu anda hiçbir dünya ülkesinde doğru düzgün yapılmış bir çalışma yoktur. Bu da insanları tehdit altında bırakmaktadır. Diyelim ki Nibiru'nun Sayhası duyuldu.. Ne yapması gerektiğini kaç kişi biliyor? Nibiru meydana çıktı diyelim.. Ne yapması gerektiğini ve nereye gitmesi gerektiğin kaç kişi biliyor? O vakitten sonra kim başkaları ile ilgilenebilir? Bilgi sahibi çok az sayıda insan olacaktır ve siz o günlerde onlara ulaşamayacaksınız. Sizi bugünden tedbir almaktan ve hazırlık yapmaktan alıkoyan nedir? "Kaderde ne varsa o olur" diyenler acaba Tasavvufi alanda geçen "sadece insanın öleceği gün değişmez, geriye kalan kaderini insan kendisi yazar" açıklamasını kim biliyor? Siz dualarınızla ve amellerinizle kaderinize müdahale ediyorsunuz. Öyle olmasaydı insan sınavda olmazdı ve cüzi irade sahibi de olmazdı.

2. Zemin Etüdü: Toprak ve Jeolojik Yapı araştırmaları yapmadan bir yeri yerleşim alanı yapmak veya bir yere bina yapmak doğru değildir. Büyük devletler özellikle yabancı ülkelerde tesis yapacağı zaman ilk önce tesisin olacağı arazinin sağlamlığını araştırmaktadır. Zemin Etüdü yapılmadan bir araziye bina yapmak ölüme davetiye çıkartmak demektir. "Burası kayalık yermiş" gibi sözler aslında bina satmak isteyenlerin klasik pazarlama tekniğidir. Böyle laflarla iş yapılmaz. Bir yer kayalık olsa bile orasının güvenli olup olmadığını bilemezsiniz. Bundan 100 yıl öncesinde bile bugünkü büyük şehirler küçük yerlerdi ve bir sürü köyleri vardır. Zamanla insanlar büyük şehirlere yığıldı ve köyler giderek şehirler ile birleşti. 1970'ler kişi başına yük miktarı 10-15 kg civarında iken günümüzde 2 tonu geçmiş durumdadır. Kişisel araba, cep telefonu, bilgisayar, betonarme bina, ev elektroniği, bisiklet, motosiklet, vs. derken kişi başına yük miktarı giderek arttı. Şehirlerde nüfus ta çok arttı. Artık köylerde nüfusun sadece % 5'i bulunuyor. Bir de yabancıların akını var. Bu kadar çok yükün fay hatları üzerinde olduğunu düşünün. Bir de daha önceki zamanlarda toprakta minerallerin dağınık halde olduğunu ve şu zamanda o minerallerin çıkartılıp toprağın fakirleştirildiğini de düşünün. Bunların etkileri tabi ki çok ağır olacaktır. Madencilik alanında dağları ve tepelerin indirilmesi, akarsuların üstüne barajlar yapılması ve doğanın öldürülmesi, ormanlık alanların ortadan kaldırılması,5G/6G/7G mikrodalga teknolojisinin yaygınlaştırılması, HAARP'in kullanılması, Chemtrails spreylemeleri gibi faktörler tabi ki yerleşim yerlerinde sıcaklığın artmasına ve doğal dengenin bozulmasına da yol açmaktadır. "Nasıl olsa zararını başkaları görecek" diye akıl edenler neden kendilerinin de aynı coğrafyada yaşadıklarını ve aynı zarara maruz kaldıklarını düşünemiyorlar?

3. Bina Türü: Her yere aynı bina türü yapmak doğru değildir. Bundan kasıt bina yapım tekniği, binada kullanılan mazlemelerin türü ve miktarı, bina kat sayısı gibi faktörlerdir. Denize kıyı olan yerlerde kullanılması gereken çimento türü ve miktarı bile farklı olmalıdır. Her önüne gelen bina yapamamalıdır. Bir binanın çok pahalı olması onun güvenli olduğunu göstermez. Özellikle gökdelen yapımı ülkemiz açısından çok büyük risklidir. Gökdelenler genelde site içerisinde yer alırlar. Birden fazla gökdelen varsa daha da risklidir. Bir afet durumunda binadan insanlar çıkamadan göçük altında kalırlar ve kimse de onlara erişemez. Gökdelen tarzı binalardan aşağıya inmek en az yarım saat, gökdelen bölgesinden uzaklaşmak en az yarım saat. Bir de Afet Toplanma Bölgesi sorunu var. Zira birçok şehirde böyle toplanma alanları artık yok. Nibiru'nun yıkıcı etkileri başlamadan önce böyle yerlerden uzaklaşıp daha güvenli yerlere gitmek akıllıca olacaktır. Zamanlamaya dikkat ederseniz başarma ihtimaliniz yüksektir. Ama her şeyi son ana veya gelişine bırakırsanız şansınız olmaz.

Kişisel Afet Planı

Başkalarından ya da devletten bir şeyler beklemenin gereksiz ve anlamsız olduğunu bilmelisiniz. Zira kendiniz neyi ne kadar yaparsanız afet zamanları sizinle o olacaktır. Bahaneler ve mazeretler de geride kalacaktır. Genel olarak bu başlığı versek te planın içerisinde aşamalar olmalıdır. Her aşamanın takibini yapmalı ve kendinizi hazırlamalısınız. 

1. Afet Planlaması: Ne zaman hangi aşamaya geçeceğinizi ve hangi aşamada neleri yapacağınızı belirlemelisiniz.

2. Afet Hazırlığı: Kamp malzemeleri, araç-gereç temini, bilgi ve harita edinme gibi türlü hazırlıkları yapmanız gerekir.

3. Afet Hareket Zamanlaması: Afet durumlarında harekete geçmeniz gerektiğinde neleri nasıl yapmanız gerektiğini belirlemelisiniz.

4. Güncellemeler ve Değerlendirmeler: Zaman zaman mevcut Atmosfer, Uzay ve Jeoloji koşullarını değerlendirmeli ve gerekiyorsa planlarınızda ve hazırlıklarınızda da güncellemeler yapmalısınız. 

Kendi Başına Halletme veya Destek Alma

Hazırlıklarınızı yaparken iki tane seçeneğiniz vardır;

1. Kendi başınıza hareket edersiniz: Bilgi ve harita oluşturursunuz, kamp malzemeleri ile araç-gereç alırsınız, diğer hazırlıkları halledersiniz. Surviving, Bushcraft, Camping, vs. websitelerini inceleyerek neleri yapmanız gerektiği konusunda fikir sahibi olabilirsiniz. Vakti zamanında biz insanlara harita hazırlama derslerini de ücretsiz vermiştik. Böyle fırsatlar elinize geçerse onları değerlendirebilirsiniz.

2. Birilerinden destek alırsınız: Herkesin her şeye aklı yetmediği gibi zamanı da olmayabiliyor. Her konuda olmasa da belli konularda başkalarının desteğini alabilirsiniz. Bilgi ve harita temini bunların başında gelir. Çözüm odaklı olun, mızmızlanıp durmayın. Kişisel sorunlarınız başkalarını ilgilendirmez. Onları anlatıp insanları kendinizden soğutmayın. Yapmak istediğiniz ve yapacağınız konulara odaklanın. Örneğin:; kendiniz için kamp malzemeleri almak istiyorsanız ancak buna para yetiremiyorsanız başkalarınıza sızlanmanın hiçbir anlamı yoktur. Zamanla imkanınız elverdiğinde gerekeni yaparsınız. Sizinle dost olmayan ve bire bir tanımadığınız insanlara kişisel sorunlarınızı anlatmayın. Çözüm için uğraşan insanlar binlerce insanın sorununu dinleyerek morallerini bozmak istemezler.
 

bottom of page